19 Ekim 2012 Cuma

ODTÜ'de 21 Öğrenci Açlık Grevinde!

Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde kütüphane önünde 21 öğrenci açlık grevinde. Alana destek için gelenler, selam verenler eksik olmuyor. Ne yapıyor bu insanlar? Ne istiyorlar?
Ankara'nın çeşitli üniversitelerinden yurtsever ve demokrat üniversite öğrencileri; 12 Eylül'den beri Türkiye'nin çeşitli cezaevlerinde kademeli olarak başlatılmış olan açlık grevlerinin destekçisi. “448 gündür ağır bir tecrit altında olan Kürt halkı önderi Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecritin kaldırılmasını ve özgürlük koşullarının sağlanmasını istiyor, anadilde savunma ve eğitim talepleriyle her geçen gün derinleşen savaşa karşı duran açlık grevindeki devrimci tutsakları selamlıyoruz.” diyorlar.
Dün (18.10.2012) saat 17:00'de başlayıp tam bir gün devam etmesi tasarlanan ODTÜ'deki açlık grevindeki öğrencilere, bugün 9:00'da Ankara Üniverisesi'nin Cebeci Yerleşkesi'ndeki öğrencilerin de açlık grevine başladığı haberi geldi. 10 bin tutsağın 39 gündür devam eden açlık grevini görmezden gelen medyaya seslenen öğrenciler; diğer üniversite yerleşkelerinde de başlayacak grevleri destekleyeceklerini belirtiyor, eylemlere sahip çıkan sessiz kalabalığın tek ses haline gelerek birlikte mücadele etmesinin çağrısını yapıyorlar.
Kürt halkı üzerindeki tüm baskıların kaldırılıp, demokratik özerklik temelinde her alandaki haklarının tanınmasını isteyen öğrenciler; ölümlere varmak üzere olan devrimci tutsakların açlık grevlerini görmezden gelen medya nedeniyle duruma duyarsız kalan kamuoyuna seslerini duyurmak için grevde olduklarını belirtiyorlar. “Savaş derinleşiyor, kayıplar artıyor. Cezaevindeki tutsaklar direnişte, halk bunu sahipleniyor. Bir tarihi eşikteyiz bugün. Bu bir barış sürecine evrilmezse, Türk ve Kürt halklarını olumsuz etkileyecek bir hale gelecek. Her geçen an, kaybedilen insanlar demektir. Bu bir kopuşla alakalı. Barışu erteleyemeyiz.” diyorlar. “Elimizdeki olumsuz koşulların olumlu bir hale evrilmesi, ancak kamuoyunun duyarlılığını arttırmasıyla mümkün olacaktır.” derken, ODTÜ ve Ankara Üniversitesi'nde başlayan destek açlık grevlerinin yaygınlaştırılması yönünde çağrı yapıyorlar.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Yeni Bir Yıkım Yasasına Doğru

Bir yandan Akçakale’ye düşen bombalar, meclisten geçen tezkereler, Şemzinan’da neler oluyor derken bütün bu hengamede kimsenin “Esad mı Esed mi” tartışması kadar bile dikkatini çekmeyen bir yasa taslağını akedemisyenlerin “tartışmasına” açtı YÖK. Tartışma sözcüğünü tırnak içinde kullanıyoruz zira akedemisyenlerin bu taslağa esastan karşı çıkma imkanları yok. Sadece eklemek istedikleri veya karşı çıktıkları bir şey varsa kendilerine ayrılan “comment” butonuna yazabilecekler. Esasen bu ekleme/çıkarmaların hizmet edeceği tek şey taslağın esasının daha iyi uygulanmasından başka bir şey olmayacak. Bunun demokratik bir tartışma olmadığını düşünmüyoruz. Böyle düşünmemizin üç temel sebebi var:
1-      Bu taslağın belli yerleri rötüşlanarak yada makyajlanarak düzeltilebileceğini düşünmüyoruz ve esastan karşı çıkıyoruz. Sebeplerine ileride değineceğiz. Kaldı ki bu taslağın gönderildiği akedemisyenlerin bu taslağa esastan karşı çıkmak gibi bir opsiyonları da yok.
2-      Üniversiteleri bu kadar yakından ilgilendiren bir başlığın üniversitelerin bütün bileşenleriyle tartışmaya açılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bileşenlerin sadece akedemisyenler olmadığını biliyoruz. Ayrıca akedemisyenlerin de bu konuda belli sınırlar dışında fikir belirtme özgürlükleri yok.

Yeni bir Yükseköğretim Yasasına doğru... mu acaba?
“Yeni bir Yükseköğretim yasasına doğru” başlığını taşıyan 26 sayfalık metinde “yeni”(26 kere),“yeniden yapılandırma”(11 kere),  “özerklik”(6 kere),  “özgür”(3 kere) gibi “janjanlı” sözcükler bol bol kullanılmış. İkide bir konuyla bir alakası varmış “bölgesel ve küresel bir güç olma” iddiasındaki ülkemiz araya sıkıştırılmış. Sonda söyleyeceğimizi baştan söyleyelim, metnin üniversite yönetim organlarını anlattığı 3-4 sayfası ve son sayfadaki akedemik personelin çalışma koşullarını belirleyen maddeler dışında kalan bölümünü okumaya aslında hiç gerek yok. Geri kalan sayfalar güya metnin çerçevesini çiziyor ama uygulamada neler olacağına dair hiç bir şey anlatmıyor. Zaten anlatmak gibi bir derdi olduğunu pek söyleyemeyiz. Sanki insanlar bunu uzun uzun okumaktan sıkılsın, çizilen çerçevede kullanılan “janjanlı” sözcüklerden dolayı güzel bir şey zannetsin, uygulamaya ilişkin kısımları okumasınlar diye yazılmış izlenimi uyandırıyor. Akedemisyenlerin bile çoğunun ilk günlerde metni okumadığını düşünürsek başarılı olmadıklarını söyleyemeyiz!

“yeni” taslakta yeni olan ne?
Yeni taslakta yükseköğretim kurumlarının tasnifi gene aynı şekilde Devlet, Vakıf ve Özel olarak tasnif ediliyor. Bir değişiklik olarak artık yabancı yükseköğrenim kurumlarının türkiye’de okul açabilecek olması söylenebilir. Gene de esasa ilişkin bir değişim değil. Esasa ilişkin ve bizi asıl etkileyecek olana geçersek Devlet üniversitelerinin kurumsallaşmış ve kurumsallaşmamış olanlar olarak ikiye ayrılmasıdır. Kurumsallaşmanın şartlarına da uzun uzun girmeyeceğiz. Sadece belirleyici olanlarından bahsedeceğiz. Nedir onlar dersek temel olarak iki tanesidir: 1- son beş yıl içinde üniversite’nin giderlerinin Bakanlar Kurulunun belirlediği oranda yada daha fazlasını özkaynaklarından sağlaması 2- üniversitenin öğretim elemanlarının 3 yıllık akedemik faaliyet puan ortalamasının 10 yıldır faaliyet gösteren devlet üniversitelerinin ortalamasından daha fazla olması. Sanırım hepimiz kurumsallaşmış devlet üniversitesi diyince hangi üniversitelerden bahsedildiğini anlamıştır. Açıkçası uzun bu şartları yazacaklarına “ODTÜ, Boğaziçi...” diye başlayan bir liste yazsalardı hem daha kısa hem de daha anlaşılır olurdu. İşte bu tür elit üniversitelere üniversite konseyi kurulması karara alınıyor. Üniversite kendisi kurmazsa bakanlar kurulu kararıyla kurulacak! Birisi özerk üniversiteden mi bahsetmişti?

Üniversite konseyi nedir, ne iş yapar?
Öncelikle üniversite konseyinin kimlerden oluştuğunda bahsetmekte fayda var. Üniversite Konseyi, 5 tane her biri farklı fakülteden öğretim üyesi, 2 tanesi bakanlar kurulu, 2 tanesi YÖK(birileri utanmadan hala özerklik diyor) tarafından atanacak. Bu dokuz üyenin seçeceği üniversitenin eski mezunlarından birisi(işadamı olacağını kestirmek hiç zor değil) ve şehrin vergi rekortmenlerinden yada üniversiteye en çok bağış yapan kişilerden birisinden oluşuyor. Yani üniversiteleri özerkleştirmek iddiasıyla yola çıkan paketin kuracağı kurumun 11 üyesinden 6’sı ya üniversite tarafından atanmıyor yada düpedüz üniversite dışı bileşenlerden oluşuyor. Buna da kılıf hazırlanmış durumda: üniversitekonseyi üniversitenin en üst organı değil. Ama Üniversite Konseyinin yetkilerine baktığımızda hiçte öyle olmadığı ortaya çıkıyor.
Peki ne yapıyor bu Üniversite Konseyi?
Rektör ve Dekanları atıyor ama haşa üniversitenin en yüksek yönetim organı değil!
Üniversite performans programını belirliyor.
Üniversite adına gayrımenkul alabiliyor, kamulaştırma yapabiliyor.
Üniversitenin mülkiyetindeki gayrımenkuller üzerinden üçüncü kişilere ayni hak verebiliyor.
Öğrenim ücretlerini belirleyebiliyor(hani harçlar kalkmıştı)
Üniversite personelinin ücretlerini belirleyebiliyor.

Yani bir üniversitenin alabileceği neredeyse bütün kararları bu konsey alıyor. Üniversite adına geyrımenkul almak, üçüncü kişilere devretmek gibi ermlakçılık işlerinin üniversiteyle ne ilgisi olduğu sorulabilir tabi. Zaten bir ilgisi yok ama bu yasanın geçmesi durumunda kütüphaneyi AVM olarak görmemiz gayet mümkün. Ha keza ODTÜ’den yol geçmesi de...
Öğrenciler açısından asıl kritik nokta ise öğrenim ücretlerinin Üniversite konseyi tarafından belirlenmesi. Bologna programı çerçevesinde Dünya ölçeğinde(pardon küresel) devletin eğitim sübvansiyonlarından giderek elini çektiği bir gerçek. Ülkemizde bu yıl harçların kaldırılması bu çerçevede okunabilir. Harçları toplamayan, devletten sübvansiyon almayan bir üniversitenin nereden gelirlerini karşılayacağı merak konusu. Öğrenim ücretlerini Üniversite Konseyi denilen bir kurulun belirlediği bir ortamda eğitim gayet paralı hale getirilebilir. ODTÜ gibi elit üniversitelerin Kuzey Kıbrıs’a özel kampüs açmak gibi özelleşme girişimleri olduğu zaten bilinen bir şey. Dolayısıyla Türkiye’de iyi bir Üniversiteye gitmek, sonra giderek Yüksek Okul’a gitmek paralı hale gelebilir.
Dolayısıyla yeni yasa taslağını üniversiteye daha önce görülmemiş bir biçimde piyasalaştırmak olarak mümkün.

Yeni yasa taslağı öğretim elemanlarını boş mu bırakıyor?
Elbette bırakmıyor. Uzun uzun aktarmak yerine direk metinden alakalı maddeleri aktarmayı uygun görüyoruz:
·         Yüksek Lisansın bir yayın yada kongre sonrası kabulu
·         Doktora tezinin alana göre 3 veya 5 yayına dayanması; jürinin ağırlı8klı olarak başka üniversitelerden olması; tıpta uzmanlık ve doktoranın birbirinden ayrılması.
·         Akademik kadrolar için norm kadrolar belirlenmesi, norma kadro olmadan unvan verilmemesi
·         Yardımcı Doçentklerin tümünün, doçent ve prıfösörlerin belli bir oranda sözleşmeli olması
·         Akademik unvanların üniversitelerde boş olan kadrolara verilmesi, kadro olmadan doçent unvanı verilmemesi, Akademik unvanların üniversite tarafından verilmesi
·         Akademik unvanlar için asgari atama standartlarının kurul tarafından belirlenmesi, ancak üniversitelerin bu standartların daha üstünde standartlar belirleyebilmesi
·         Akademik personel için tam gün kalıcı kadrolar dışında esnek çalışma modelinin benimsenmesi
   
     Açıkçası çok fazla söze gerek yok, akademik unvanların alınmasının zorlaştırılması ve esnek sömürü. Yakında taşeron bilim adamı getirirlerse şaşırmamak lazım!

11 Mayıs 2012 Cuma

Pazartesi 8:00 - direnişe destek!

TOGO işçilerinin ikinci kez gözaltına alınmasının ardından bugün gerçekleştirilen toplantıda; vereceğimiz desteğin, işçiler gözaltına alınmadan önce başlaması gerektiği dile getirilmiş ve destek için pazartesi 08:00'de A1 kapısında buluşma kararı alınmıştır.
Ayrıca; bugün akşam 18:30'da Kızılay Yüksel Caddesi'nde buluşularak, gözaltından çıkacak olan işçilerle birlikte, İzmir Caddesi'ndeki TOGO mağazası önünde bir basın açıklaması yapılacaktır.

TOGO işçileri tekrar gözaltında!

Dün gözaltına alınan işçilerin, gözaltına alınma sebebi "Pankart asmak" olarak açıklanmış ve sabah gözaltına alınan işçiler, 5'e doğru para cezası ödeyerek serbest bırakılmıştı. Bu sabah da direniş alanına giden işçiler, saat 9 gibi gözaltına alındılar. Direnişin başından beri pankartın TOGO önünde asılı olduğu düşünülürse, gözaltıların başlama nedeninin "pankart asılması" değil de "direnen işçileri yıldırma politikası" olduğu aşikardır. Bu konuda neler yapabileceğimizi konuşmak üzere saat 12:30'da yemekhanede toplanıyoruz.

10 Mayıs 2012 Perşembe

TOGO işçileri gözaltında!

TOGO Ayakkabı Fabrikası'nın önünde günlerdir direnişte olan TOGO işçileri, bu sabah gözaltına alındı. Şuan 10 Nisan karakolundaki işçilerin direnişine destek için, Eğitim-Sen ile birlikte bugün 12:15'te yemekhanede toplanarak direniş alanına gidiyoruz.

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Devrim Yürüyüşü

ODTÜ'de gelenekselleştirilen devrim yürüyüşü; bu yıl 9 Mayıs Çarşamba günü, sendikalaştıkları için işten atılan TOGO işçileriyle birlikte gerçekleştirildi. A1 kapısında buluşan öğrenciler; ellerinde bayraklar ve pankartlarla birlik ve dayanışma sloganları eşliğinde önce fizik binası önüne yürüdüler. Daha sonra fizikte toplanan öğrencilerle birleşilerek bir basın açıklamasının ardından devrim şehitleri anıldı ve yürüyüşe buradan devam edildi. En önde öğrencilerin "Direnen TOGO işçilerinin yanındayız" pankartı yer alırken, TOGO'dan gelen işçiler de "TOGO işçisi köle değildir" ve "Sendika, anayasal haktır" dövizleriyle yürüyüşe katıldılar. Yaklaşık 1000-1500 öğrenci, memur, asistan ve öğretim görevlisinden oluşan kitle; marşlar ve sloganlar eşliğinde devrim stadına yürüyerek, pankartlarını stada astılar ve hep birlikte mumlarla "DEVRİM" yazdılar.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

TOGO işçilerine destek

TOGO işçilerinin direnişini destekleme amacıyla bugün yapılan toplantıda;
* afiş ve bildirilerle kampüs içerisinde direnişin duyurulmasına,
* hafta boyunca fizik önünde açılacak bir standta direnişe destek için imza toplanmasına,
* çarşamba günkü devrim yürüyüşüne TOGO işçilerinin de davet edilmesine,
* perşembe günü 12:30'da yemekhanede buluşarak, destek amacıyla direniş alanına gidilmesine karar verildi.

4 Mayıs 2012 Cuma

TOGO'da direniş var!

ODTÜ'nün A1 kapısından çıkıldığında hemen karşımızda gördüğümüz TOGO ayakkabı fabrikasında 35 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı! 27 Nisan Cuma günü, Deri-iş Sendikası'na üye olan 9 işçi, işten çıkarılmıştı. İşçilerin sendikalaşma hakkına saygı duymayan işveren; sendikalı diğer işçilerin de sendikadan istifa etmesi için çalıştı ve sonuç alamayınca da 26 sendikalı işçiyi zorunlu izne ayırdı. İzne gönderilen işçilerin ellerine birkaç gün sonra "izin sonrası işten çıkarılacakları" tebligatı ulaştı ve böylece 35 Deri-iş üyesi sendikal nedenle işten atılmış oldu. İşten çıkarılan işçiler; 27 Nisan'dan bu yana TOGO fabrikası önünde direnişte.
Direnen TOGO işçilerine destek için neler yapabileceğimizi konuşmak üzere; direnişteki işçilerin de katılımıyla Pazartesi günü 17:30'da fizikte bir toplantı yapılacak.

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Yüzüncüyıl'da Takas Pazarı

5 Mayıs Cumartesi günü Yüzüncüyıl pazar yerine, yanınızda sevdiğiniz sevmediğiniz ama takas etmeye layık gördüğünüz her türlü eşya ile davetlisiniz! Tamamıyla kolektif bir mahalle etkinliği olan bu takas pazarı, her türlü gönüllü emeğe, desteğe açık. Elimde kullanmadığım çok şey var diyorsanız, gelin açın bir battaniye, yığın eşyaları üzerine! Cumartesi günü görüşmek üzere...
(Ayrıntılı bilgi: http://www.facebook.com/?ref=tn_tnmn#!/events/416390975037852/)

26. ODTÜ Uluslararası Bahar Şenliği

9-12 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan 26. ODTÜ Uluslararası Bahar Şenliği etkinlikleri açıklanmaya başlandı. 9 Mayıs'ta Şevval Sam, 10 Mayıs'ta Mor ve Ötesi, 12 Mayıs'ta Levent Yüksel konserleri kesinleşen konserler arasında!

(Bahar Şenliği etkinlik duyuruları için:  http://www.ugt.metu.edu.tr/index.php?link=8 )

30 Nisan 2012 Pazartesi

3 Mayıs forumu 7 Mayıs'a ertelendi!

"1 Mayıs'ta beraber yürüyelim, beraber haykıralım taleplerimizi hep bir ağızdan! Ama sonrasında dağılıp gitmeyelim. 3 Mayıs'ta da bir forumda buluşalım, konuşalım, tartışalım. Geleceği beraber örmenin yollarını arayalım." çağrısında bulunan ODTÜ HDK; rektörlük tarafından aynı tarihte yemekhane sorunlarının konuşulacağı bir toplantının duyurulması nedeniyle, 1 Mayıs sonrası buluşma forumunu 7 Mayıs'a erteledi.

29 Nisan 2012 Pazar

1 Mayıs hazırlıkları

ODTÜ Öğrencileri; 1 Mayıs hazırlıklarını yarın tamamlıyor! Yarın 11:30 Fizik önünde stand açacak olan öğrenciler; yine bildiri dağıtımıyla herkesi 1 Mayıs kortejine davet ederken, günün ilerleyen saatlerinde Fizik çimlerinde, ertesi gün taşınmak üzere pankart ve döviz hazırlayacaklar.

27 Nisan 2012 Cuma

2 Mayıs'ta Yemek Forumu

Rektörün yaptığı toplantı duyurusunun ardından, yemekhane problemlerinden rahatsız olan ODTÜ öğrencileri; 3 Mayıs'ta rektörle yapılacak toplantıdan önce bir forumda tekrar buluşma kararı aldılar. 2 Mayıs, Çarşamba 17:30'da Fizik P1'de yapılacak Yemek Forumu'nda ortak talepler yeniden görüşülerek netleştirilecek.

Rektörlükten Duyuru

Kampüs içerisindeki beslenme sorunlarının tartışıldığı Yemek Forumları'nın ardından; yemekhaneye dair problemlerin, idarenin de gündemine oturabilmesi için "sürekli eylemlilik" sürecine girilmişti. Öğrenciler; 8 Nisan'dan beri her çarşamba öğle yemeklerini, turnikelerden atlayarak bedava yiyordu ve dün de yemek tabaklarıyla rektörlüğün önünde "Açız!" yazmışlardı. Tüm bu eylemlere bugüne dek kayıtsız kalan rektörlük; bugün, yemekhane sorunlarının tartışılacağı bir toplantının duyurusunu yaptı:

"Değerli Öğrencilerimiz ve Mensuplarımız,

Üniversitemiz Kafeterya'sınınbeslenme olanaklarının konuşulacağı bir toplantı düzenlenmiştir.

3 Mayıs 2012 Perşembe günü saat 16:00'da Kültür ve Kongre Merkezi A Salonu'nda yapılacak toplantıya tüm mensup ve öğrencilerimiz davetlidir.

Saygılarımla.

Prof. Dr. Ahmet Acar
Rektör."

(http://duyuru.metu.edu.tr/index.php?go=display&whereami=showdetails&TR=tr_&id=8724)

25 Nisan 2012 Çarşamba

Gelenek Sürüyor, ODTÜ Yürüyor!

ODTÜ Öğrencileri; üniversitelerin ticarileşmesine, emperyalist savaşa ve tutuklamalara karşı 1 Mayıs'ta birlikte yürüyor! 1 Mayıs günü 10:30'da Sunshine'ın önünde buluşacak olan öğrenciler, yürüyüşe yurtlar bölgesinde yurtları 1 Mayıs'a çağırarak başlayacaklar. Ardından ayarlanmış otobüslerle Gar'a doğru yola çıkarak 12:00'de Gar Önü'nde başka mahallelerden gelenlerle buluşacaklar. Sloganlar, şarkılar, türküler eşliğinde yürüyerek, 14:00'ta Sıhhiye'de olacaklar. 

24 Nisan 2012 Salı

İnkar Etme, Mahkum Et!

"Dostun, kardeşin, okul arkadaşın, iş arkadaşın, yoldaşın; kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, bebeğiyle, hastasıyla, engellisiyle yüz binlece masum insan, bütün bir halk yalın ayak ölüme gönderileli tam 97 yıl oldu!" 1915'ten bu yana bu topraklarda dillendirilmesi yasak olan Ermeni Soykırımı'nı, bugün daha gür bir sesle dillendirilmek zorundayız. "...geçmiş kabul edilmeden, gerçekler sorgulanmadan, özür dilenmeden yaraları sarmak mümkün değildir." diyen HDK'liler, bugün yemekhanede stand açarak bildiri dağıtacaklar.

SiTop'tan 1 Mayıs Çağrısı

 
Sinema Topluluğu öğrencileri; hazırladıkları çağrı videosunda tüm öğrencileri 1 Mayıs'ta ODTÜ Öğrencileri kortejine çağırıyor.

23 Nisan 2012 Pazartesi

1 Mayıs'ta Alana 3 Mayıs'ta Foruma!

ODTÜ HDK, herkesi bu yıl 1 Mayıs'ı ODTÜ Öğrencileri kortejinde kutlamaya çağırıyor. Hep bir ağızdan marşların söylendiği, sloganların atıldığı yürüyüşün ardından da dağılıp gitmeyelim bu sefer, birlik olalım, yürüyüşte haykırdığımız talepler için birlikte mücadele edelim diyor. Bu "ortak mücadele zemini"nin oluşturulabilmesi yolunda da 3 Mayıs'ta yapılacak olan HDK forumuna çağrıda bulunuyor. Çağrı metninden alıntı:


"Bölümde sohbet ettiğin arkadaşın düşünceleri nedeniyle tutuklanıyorken, her dönem başı ödediğin harçlar yetmezmiş gibi bir yandan da kantin ve yemekhane fiyatları seni aç bırakıyorken, mezun olduktan sonra işsiz kalma korkusu rüyalarına giriyorken, “Büyük resimde ne var?” diye sormadan edebilir misin?


Sürüp giden petrol savaşları, ekolojik dengenin bozulması, iklim değişimi, kuraklık, tohumun patentlenmesi, gıda krizleri, muhalif her düşünce zincirlenirken sistemin “özgürlük” adıaltında pazarlanması, halklara dilinin unutturulması, LGBT bireylerin cinsel yönelimlerinden dolayı şiddet görmesi, öldürülmesi, 4+4+4 ile yarına çocuk işçiler yetiştirmenin yolunun yapılması,… Saymakla bitmiyor bu sistemin sorunları.


Değişim gerek, değiştirmek gerek. Tüm farklılıkların kendini özgürce ifade edebileceği bir zeminde, bugün birey ve örgütlerin birlikte mücadele zamanı! Yürüyüşün ardından dağılan değil, talepleri için savaşan sürekli bir mücadele için; 3 Mayıs'ta gel foruma, konuşup tartışalım. Gel, geleceği beraber örelim."

22 Nisan 2012 Pazar

ODTÜ Öğrencileri'nin 1 Mayıs Bildirisi

“Günlerin bugün getirdiği; baskı, zulüm ve kandır.” diye başlar ya 1 Mayıs marşı; aslında yazıldığı koşulları tarif ettiği gibi, günümüzdeki durumu da tarif ediyor şu ilk mısrasıyla. Bütün halklarla, toplum kesimleriyle kavgalı olan AKP, ileri demokrasi nidalarıyla hedef 2023 derken; baskı ve imha politikalarını uygulamaktan geri durmuyor. Bu koşullarda, işçi sınıfının birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta bizler de üniversite öğrencileri olarak taleplerimizle alanlarda olacağız.

Şimdiki hükumet bundan önceki hükumetler gibi elbette bir sermaye hükumeti. Attığı her adımı sermayenin yararına ölçüp biçerek atan AKP, özellikle “ustalık dönemi” diye adlandırdığı dönemde bütün toplumsal kesimlere “ipini kopartmışcasına” saldırmakta. Özellikle son dönemde Suriye ve İran’a yönelik emperyalist güçler tarafından müdahale planlarında, Başbakan Erdoğan, ABD ve diğer emperyalist güçlerin ilk elden taşeronu olarak; “yeni Osmanlıcılık” planlarıyla bölgede bir güç olmaya çalışıyor. Yaptığı söylemlerle de, “Suriye’nin dostları” diye kendini tarif eden ve aslında bir “akbabalar platformu” olan yapıya öncülük etme çabalarıyla da bu hedefini ortaya koymakta.

Komşularla sıfır sorun sloganıyla; dış politikada giriştiği bu tutumun yanı sıra, ülke sınırları içinde de uyguladığı çözümsüzlük politikalarından vazgeçmiyor. Kürt halkıyla giriştiği topyekun savaş politikası; Uludere katliamıyla, yapılan tutuklamalarla, TMK gibi antidemokratik yasalarla, bir halkın taleplerini yok saymasıyla ön plana çıkıyor.

600’ü aşkın tutuklu üniversite öğrencisi, AKP’nin ileri demokrasisöyleminin ne anlama geldiğinin somut bir örneği durumunda. Arkadaşlarımız;puşi taktığı için, yumurta taşıdığı için, parasız bilimsel eğitim istediği için, Newroz eylemine katıldığı için tutuklanıyorlar. Bizim üniversitemizden depek çok arkadaşımız bu sebeplerden ötürü tutuklu bulunmakta.

Eğitimde sermaye ihtiyacına yönelik girişilen dönüşüm politikası, AKP’nin sermayenin göz bebeği bir hükumet olduğunu gösteriyor. 4+4+4 eğitim sistemiyle, çocuk gelinlerin, çocuk işçiliğin önünü daha fazla açıyor. Bilimsel eğitimden tamamen uzak bir sistemle, sözde seçmeli özde zorunlu dini eğitimin artırılmasıyla tamamen gerici bir eğitim sistemi getirilmek isteniyor. Sanayi sitelerine her meslek lisesi veya çırak okulu açacak patronlara, “öğrenci başına para” uygulamasıyla, bu alanı tamamen rant alanı haline getiriyor.

1 Mayıs bütün taleplerin alanlarda birleştiği önemli bir gün. Üniversitelerde ticarileşme politikalarının, tutuklu öğrencilerin, eğitimde sermayenin ihtiyacına yönelik gerçekleştirilen dönüşümlerin, içerde ve dışarıda girişilen savaş çığırtkanlığının, işçi-emekçi kesimlere yönelik saldırıların, çok yoğun bir biçimde arttığı bu süreçte daha fazla önem kazanıyor. Biz de ODTÜ öğrencileri olarak; “Barış, özgürlük ve parasız, bilimsel, anadilde eğitim” talepleriyle alanlarda olacağız.

21 Nisan 2012 Cumartesi

ODTÜ Tiyatro Şenliği '12

ODTÜ Oyuncuları'nın organize ettiği "ODTÜ Tiyatro Şenliği '12"; bu sene de pek çok başka şehirden tiyatro grubunu konuk ediyor. 27 Nisan - 7 Mayıs tarihleri arasında Mimarlık amfisinde tümü ücretsiz sergilenecek olan oyunlara yer bulabilmek için, bir-iki gün önceden bilet alınması öneriliyor. Biletlere, mimarlık ve kütüphane önünde açılacak standlardan ulaşmak mümkün.

19 Nisan 2012 Perşembe

1 Mayıs Forumu Sonuçları:

ODTÜ Öğrencileri'nin çağrısıyla bugün gerçekleşen 1 Mayıs Forumu'nda;
* Afiş ve bildirilerle duyuru yapılmasına,
* Afiş ve bildirilerde "üniversitelerin ticarileşmesine, emperyalist savaşa ve tutuklamalara karşı" birlikte yürüme çağrısı yapılmasına,
* Ana pankartta "Tutuklu Öğrencilere Özgürlük!" sloganının yer almasına,
* Önümüzdeki hafta her gün Fizik önünde stand açılmasına
karar verildi. Foruma katılan ODTÜ HDK da, bu yıl 1 Mayıs için ODTÜ Öğrencileri kortejine katılma çağrısı yapacağını açıkladı. Önümüzdeki hafta 3 akşam açıkhava film gösterimleri yapılacak. Pankart ve afişleri Mimarlık Topluluğu hazırlayacak. Ayrıca; Sinema Topluluğu da bir "1 Mayıs'a çağrı videosu" hazırlamaya çalışacak.

17 Nisan 2012 Salı

5. Yemek Forumu'nun ardından...

Bugünkü yemek forumunda; bu perşembe bir eylem yapılmasına ve her çarşamba turnikeden atlama eylemine devam edilmesine karar verilirken, öğrencilerin yemek sorunlarına dair rektörlükten talepleri netleştirildi. Perşembe yapılması planlanan eylem; öğle yemeği sonrası (13:30'da), yemekhaneden tepsilerle çıkılması ve hep birlikte rektörlüğün önünde tepsilerle "açız" yazılması. Ayrıca; rektörlükle yapılacak olan toplantıda iletilmesine karar verilen talepler:
* Bir öğünlük yemek fiyatının 1.50 lira olması,
* Yemeklerin kaliteli olması,
* Burslu öğrencilerin yemek bursunun kesilmemesi,
* Yemekhanenin erken kapanmaması,
* Her öğün 4 çeşit yemek vermesinin resmileşmesi.

16 Nisan 2012 Pazartesi

1 Mayıs Forumu

ODTÜ Öğrencileri; bu yılki 1 Mayıs'ı örgütlemek üzere 19 Nisan, Perşembe saat 17:45'te Fizik'te bir forumda buluşacaklar. 1 Mayıs için ODTÜ Öğrencileri kortejinde taşınacak dövizler, açılacak pankart ve atılacak sloganların konuşulacağı forumda, korteje çağrı olarak hazırlanacak afişler ve yazılacak bildirinin de genel hatları çizilecek.

"İşte Böyle Güzelim..."

ODTÜ HDK Kadın Komisyonu; kadınların kadınlara anlattıkları cinsellik hikayelerinden oluşan "İşte Böyle Güzelim..." kitabından hareketle, "Konuşulmayanı konuşalım!" diyor. Bu çarşamba 17:30'da Beşeri Bilimler B08'de gerçekleştirilmesi planlanan okuma atölyesi; kitaptaki hikayelerin aktarımından çok katılımcıların kendi hikayelerini paylaşabileceği bir ortam yaratmayı hedefliyor.

Bahar Şenliği Hazırlıkları

Pek çok üniversitede bahar şenlikleri; şirketlerin ve kariyer merkezlerinin istilası altında geçerken, ODTÜ'de yine toplulukların birlikte örgütlemesiyle gerçekleşiyor! Şimdiye dek, Uluslararası Gençlik Topluluğu'nun (UGT) çağrıcılığında yapılan toplantılarda genel hatları çizilen şenlik etkinlikleri; bu çarşamba 17:40'ta barakada yapılacak olan son topluluklar toplantısı ile netleştirilecek. 12-15 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan 24. Bahar Şenliği'nde etkinlik düzenlemek isteyen toplulukların; etkinlik bilgilerini ve dilekçelerini toplantıya ya da  en geç 20 Nisan, Cuma günü UGT'ye iletmesi çağrısı yapıldı.

12 Nisan 2012 Perşembe

Polis kimi kimden koruyor?

8 Nisan gecesi Yüzüncüyıl'da konser afişi asan öğrencilere 5 kişilik eli satırlı bir çetenin saldırmasının ardından bir araya gelen ODTÜ'lüler bu akşam mahallelinin de desteğiyle yaklaşık 300 kişilik bir yürüyüş gerçekleştirdi. ODTÜ'de başlayan yürüyüş, Yüzüncüyıl'ın sokak sokak arşınlanmasıyla devam etti. Eyleme katılanlar; megafonla 8 Nisan saldırısını mahalleye duyururken, "Faşist çetelere bırakmıyoruz, mahallemize sahip çıkıyoruz!" pankartını taşıdı. Yürüyüş esnasında "Yüzyıl uyuma, mahallene sahip çık!", "Çetelerden hesabı gençlik soracak!", "Çeteler vuruyor polis koruyor!" sloganları atıldı. Saldırının olduğu gece ortalıkta görünmeyen polisin de eylem boyunca eylemcilerin fotoğrafını çekerek fişlediği görüldü.

10 Nisan 2012 Salı

Hazırlık Kantinleri'nde neler olacak?

"Hazırlık Kantinleri Sorunu"nu tartışmak üzere bugün 12:30'da toplanan hazırlık öğrencileri; genel eğilimi iyi analiz edebilmek için öncelike hazırlık kantinlerinde anket yapma kararı aldı. Anket perşembeye kadar hazırlanıp, sonrasında anketten çıkan sonuçlara göre hareket edilecek.

Saldırının Ardından Forum Kararları:

Öğrenci Kolektifi'nin Yüzüncüyıl'da konser afişi asarken ülkücülerin satırlı organize saldırısına uğramasının ardından bugün gerçekleştirilen "Neler yapabiliriz?" forumunda şu kararlar alındı:
* Saldırının ilk elden ODTÜ'de gündemleştirilmesi gerekmektedir.
* Olay, sadece ODTÜ'yü değil, Yüzüncüyıl halkını da ilgilendirmektedir. Asıl çalışma, Yüzüncüyıl'da yürütülmelidir.
* Saldırıyı gerçekleştirenler Yüzüncüyıl'dan da ODTÜ'den de değil. Birlik olup harekete geçmek ve "Yüzüncüyıl bizimdir." demek elzemdir.
* Perşembe akşamı Yüzüncüyıl'a bir yürüyüş düzenleyelim. Yürüyüşe 19:30'da 2.yurttan başlayıp, Yüzüncüyıl'da halkla da buluşarak; megafonla, sloganlarla, bastığımız bildirilerle saldırıyı anlatalım, birlik olduğumuzu gösterelim.
* Perşembe'den sonra da Yüzüncüyıl'da çalışmalara devam edebilir, orada konuyla ilgili bir toplantı organize edebiliriz. Pazar yerinde stand açarak olayı ve tehlikesini anlatabiliriz. Yüzüncüyıl'da bir buluşmaya önayak olması için bir akşam pazaryerinde film gösterimi yapabiliriz.


İşletme ve Uluslararası İlişkiler Kantini

Bu akşam yapılan Uluslararası İlişkiler ve İşletme kantin forumuna katılan herkes mevcut kantinin, kantin işlevi görmediği konusunda hemfikirdi. Bölümdeki kahve makinası ve otomatlardaki sandviçlerin kaldırılmasının ardından bu otomatların görevlileri aranmıştı. Toplantıda da otomat görevlisinin "İç Hizmetler beni tehdit etti" dediği ve kahve makinası görevlisinin "Çok savaştım ama olmadı, kantinci dekanlıktakilere para yediriyor" dediği duyuruldu. Dahası; kantincinin, kantinden alışveriş yapan öğrencilere bu forumu düzenleyenler hakkında "İstediklerini yapsınlar, bir haftada söner gazları, daha da uğraşırlarsa adamlarım var dövdürürüm hepsini" dediği dile getirildi.
Foruma katılan öğrenciler; talepleri karşılanana kadar durulmaması gerektiğinde ve boykot fikrinde hemfikirdi. Yine de, hem  boykotun meşruiyet kazanması hem de boykota hazırlık sürecinin daha sağlam örülebilmesi için fakiltede bir dilekçe masası kurulması kararında uzlaşıldı. Dilekçe masası, yarından itibaren açık olacak ve dilekçeler, derslikler de dolaşılarak dağıtılacak.

9 Nisan 2012 Pazartesi

Forum Çağrısı

Yüzüncüyıl'da 5 ülkücünün organize olarak Öğrenci Kolektifleri'ne satırlarla saldırmasının ardından, neler yapılabileceğini ve nasıl önlemler alınabileceğini tartışmak üzere; yarın 17.15'te Fizik'te bir forum gerçekleşecek.

Öğrenci Kolektifleri 

Yüzüncüyıl'da Öğrenci Kolektifi'ne saldırı!

Öğrenci Kolektifi, dün gece Yüzüncüyıl'da konser afişlerini asarken 5 kişinin saldırısına uğradı. Saat 01:30 civarında plakası bezle kapatılmış siyah bir arabadan çıkan beş ülkücü satırlarla Öğrenci Kolektifi'ne saldırırken, şans eseri yaralanan olmadı. Saldırganlardan birinin DTCF'deki saldırıları örgütleyenlerden olduğu biliniyor ve Cebeci civarında da benzer şekilde pusu olayları çok sık yaşanıyor. Ancak, Öğrenci Kolektif'ine Yüzüncüyıl'da bu şekilde organize bir saldırı ilk kez gerçekleşiyor.

8 Nisan 2012 Pazar

Çarşamba, sen de turnikeyi tanıma!

28 Mart'ta geniş katılımla gerçekleşen "Peynir-Ekmek yiyoruz!" eylemi, yemekhane sorunlarının sadece birkaç kişinin sorunu olmadığını kanıtlamıştı. Bu sebeple, son yemek forumunda da bir kazanım elde edilene dek her çarşamba yemekhanede bir eylem gerçekleştirme kararı alındı. Bu çarşamba turnikelerin üzerinden atlayarak bedava yemek yeme çağrısı yapılıyor.

6 Nisan 2012 Cuma

Hazırlık Kantinleri Sorunları

Hazırlık öğrencileri; 10 Nisan Salı günü Hazırlık E Binası önünde toplanıp Hazırlık Kantinleri Sorunu'nu tartışacak ve yapılabilecekleri değerlendirecekler. Toplanmaya 12:30'da çıkanlarla başlayacak olan öğrenciler, demledikleri çayları içerken, gündem tartışması için 13:30'da çıkacakları da bekleyecekler. Ayrıca, Demkâr müzik grubu da foruma destek vermek üzere bekleyenler arasında etkinlik gerçekleştirecek.

5 Nisan 2012 Perşembe

'İtalyan Restoranı' değil, okul kantini!

* Kuşe kağıda bastırılan menüler,
* 08:00-20:00 arası paket servis,
* öğrencinin erişemeyeceği fiyatlar, ...
İşletme ve Uluslararası İlişkiler öğrencileri "İtalyan Restoranı değil, okul kantini!" sloganıyla; kantin sorunlarını tartışmak üzere 10 Nisan, Salı 17:30'da Salıncaklı Bahçe'de toplanma çağrısı yapıyor.

Yemek Forumu Kararları

Bu akşam; kampüs içi yemek sorunlarını gündeme alan Yemek Forumları'nın üçüncüsü gerçekleştirildi.

Peynir-ekmek eyleminin başarılı geçtiği yemekhanede, kazanım elde edilene karar düzenli eylemliliğin sürdürülmesi kararı alındı. Bunun için her Çarşamba yemekhanede bir eylem yapılacak. Haftaya (11 Nisan, Çarşamba) turnike üzerinden atlayarak bedava yemek yeme eylemi gerçekleştirilecek.

Ayrıca; yemekhanedeki eylemlerin okuldaki kantin boykotlarıyla bir arada yürütülmesi gerektiğine karar verildi. Bir yandan İşletme ve Uluslararası İlişkiler Öğrencileri'nden gelen boykot çağrısına destek verilmesine, bir yandan da Hazırlık kantinleri sorunlarının tartışılması için haftaya bir toplantı organize edilmesine karar verildi.

4 Nisan 2012 Çarşamba

Çalgımızla, Kalemimizle Füze Kalkanına Karşı Kürecik'te!

"Biz bu savaşın tetiğinde oturmayı kabul etmiyoruz." diyen öğrenciler; müziğiyle, tiyatrosuyla, kalemiyle, fikirleriyle 7 Nisan'da Kürecik’e çağrılıyor. İstanbul'dan başlayan çağrı, ODTÜ'deki öğrenci topluluklarıyla da yayılıyor! Bugün Fizik çimlerinde yapılan uçurtma şenliğiyle, kampüsü Kürecik'te dayanışmaya davet eden topluluklar; İstanbul'dan, Ankara’dan, Adana’dan, Antakya’dan, İzmir’den, Edirne’den, Trabzon’dan, Zonguldak’tan gelecek olan öğrencilerle 7 Nisan'da Kürecik'te buluşacak. Katılmak ve destek olmak isteyen her öğrenci, bu hafta Fizik çimlerindeki standtan ilgililerle iletişime geçebilir. (Dahası: http://kurecikyolculari.blogspot.com/)

2 Nisan 2012 Pazartesi

Yemek Forumu

Yemekhane ve kantinlerdeki yemek sorunu üzerine iki haftadır anketler yapılıyor, eylemler düzenleniyor. Ancak yeterli mi? Sorunumuz henüz çözülmediğine göre, haydi bir kez daha buluşup, anket sonuçları üzerinden neler yapabileceğimizi konuşalım, bir sonraki adımımıza karar verelim. Perşembe 17:45'te Fizik'te görüşmek üzere!

26 Mart 2012 Pazartesi

Eşitlik, Adalet ve Özgürlük için Başkaldırıyoruz!

"Tutuklamalar" başlığında yapılan forumlar sonucunda, 29 Mart, Perşembe günü "Eşitlik, Adalet ve Özgürlük için başkaldırıyoruz!" eyleminin yapılması kararlaştırıldı. Eylem öncesi, Çarşamba 17:45'te, Sırrı Süreyya Önder, Akın Birdal, Demir Çelik ve Ziya Ulusoy'un katılımıyla Fizik'te Necdet Bulut Amfisi'nde bir panel düzenlenecek.

22 Mart 2012 Perşembe

Yemek Forumu'ndan notlar:

Bugünkü yemek forumunda alınan kararlara göre;
* 28 Mart, Çarşamba günü öğle yemeği vaktinde yemekhanede peynir-ekmek etkinliği yapıyoruz. 
* Eyleme kadar, eylem duyurusu için, kampüste 3 noktada stand açılacak. Standlarda geçen hafta yapılan anketlerin sonuçlarını da özetleyen bir bildiri dağıtılacak.
* Eyleme daha sonra da devam edip etmeyeceğimizi; Çarşamba günkü eyleme katılım ve destek belirleyecek.
* Eş zamanlı olarak; Rektörlük'le bir görüşme ayarlanmaya çalışılacak.

19 Mart 2012 Pazartesi

Kawa'nın yaktığı ateşi birlikte yükseltmek

Bir 21 Mart sabahı, Kawa, oğlunu kendi eliyle Dehak’a teslim etmek ister ve zulmün ve kötülüğün kalesi olan Dehak'ın sarayına girer. Oğlunu zalim Dehak’ın huzuruna çıkarırken yanında getirdiği çekicini Dehak’ın kafasına vurur. Dehak’ın ölü bedeni Demirci Kawa’nın önüne düştüğü anda kötülüğün alevi Ninowa’da söner. Kısa sürede bütün Ninowa ve bölge halkı isyan eder ve ateşler yakarak saraya yürürler. Zulme karşı isyanı başlatan Kawa, demir ocağındaki ateşi özgürlük meşalesi yapar. Zalim Dehak’tan kurtulan halklar 21 Mart’ı özgürlüğün, kurtuluşun ve halkların bayramı olarak kutlar. Demirci Kawa; başkaldırı kahramanı, Newroz ise; direniş ve başkaldırı günü olarak tarihe geçer.
***
Türkiyede de 12 Eylül darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevinde yakılan Newroz ateşi günümüze kadar direnişi ve halkların kardeşliğini simgelemektedir. 21 Martı özgürlüğün ve halkların kardesliğinin günü olarak kutlamak isteyen Kürt halkına yönelik baskılar günümüzde de AKP eliyle devam ettiriliyor. Bu yıl, Newrozu kutlamaya hazırlanan yüzlerce kişi günler öncesinden tutuklanmışken; 18 Mart günü ise Newrozu kutlamak isteyen halkın üstüne panzerlerle helikopterlerle gaz bombaları atılmış, tazyikli sular sıkılmıştır. Polis terörü BDPli Hacı Zengini katletmiştir. Bizler, tüm bu hukuk ve insanlık dışı uygulamalara sessiz kalmak istemeyenler, artan baskılara, katliamlara, tutuklama ve polis terörüne karşı;
21 Mart, Çarşamba günü 17:30'da Yemekhane önünde buluşarak, Kawa'nın yaktığı ateşi daha da yükseltip, direnişin ve halkların kardeşliğinin sesi yapmak için A1 kapısına yürüyeceğiz.            
                      
DGH, DYG, Emek Gençliği, Genç-Sen, Kolektif, SDH, SGD, SYK, TKP

18 Mart 2012 Pazar

BDP Yöneticisi "Gaz Bombası"ndan Öldü

Kazlıçeşme'deki Newroz gösterilerinden bir ölüm haberi geldi. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul il yöneticilerinin verdiği bilgiye göre; polisin attığı gaz bombası sonucu fenalaşan BDP Arnavutköy İlçe Yöneticisi Hacı Zengin, kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.                                                                                               
bianet.org (18.03.2012)

15 Mart 2012 Perşembe

Forum: Tutuklamalar

Dün akşam; "adalet"i tartışmak üzere "tanıklıklar"ı davet ettiğimiz panel; tutuklamalara karşı geliştireceğimiz ortak eylemlilik sürecinin ilk adımıydı.  Süreci birlikte örebilmek amacıyla, 20 Mart, Salı 17:45'te Fizik'te bir forum düzenlenecektir.

14 Mart 2012 Çarşamba

Forum: "Kampüste Yemek Sorunları"

Bugünkü forumda; ODTÜ'deki yemek sorununa dikkat çekmek için "Ucuz, kaliteli, sağlıklı beslenmek istiyoruz!" başlığı altında bir kampanya yürütülmesine karar verildi. Bu karar doğrultusunda gerçekleştirilecek olan eylemler için bir kampanya komisyonu oluşturuldu, ve komisyonun yarın (16 Mart, Cuma) saat 17:30'da Fizik Bölümü'nde ilk toplantısını yapması kararlaştırıldı. Belirlenen Komisyonun üyeleri aşağıda belirtilse de, yapılacak olan komisyon toplantılarının bütün öğrencilere açık olmasına karar verildi.  

[Kampanya Komisyonu: Yapı Topluluğu, Mimarlık Topluluğu, Eğitim Topluluğu, UGT, SBT, Genç Yazarlar Topluluğu, Sosyoloji Topluluğu, Ekonomi Topluluğu, Müzik Topluluğu, HDK Hazırlık Komisyonu, Kolektifler, BİOGEN, Sosyal Demokrasi Topluluğu, LGBT.]

13 Mart 2012 Salı

Tanıklardan Dinliyoruz



Mehmet Özer
Kamber Ateş
Veli Saçılık
Remzi Altunpolat
Mazlum Çelik
Himmet Şahin
Ostim İşçileri
Barış Annesi
...
Herkesin kendi yaşanmışlığından, kendi açısından yaşadığı tutukluluk hallerini anlatmak üzere 15 Mart, Perşembe 17:45'te Fizik'te olacaklar.